Systemic Lupus Erythematosus

Systemic Lupus Erythematosus

Hastalığın nedeni nedir?

Özellikle iki yaş üzerindeki yetişkin köpeklerde sıklıkla görülen ve iskelet sistemi, deri, böbrekler, sinir sistemi başta olmak üzere bir çok sistemi etkileyen bir immun sistem hastalığıdır.

Hastalığın nedeni tam olarak belirlenememiş olmasına karşın, genetik faktörler, immun sistem bozuklukları, ilaçlar gibi bazı faktörlere bağlı olarak şekillendiği görüşü hakimdir. Hastalığın oluşumunda viral etkenlerin de rol oynadığı ve özellikle Collie ve German Shepdog ırkı köpeklerde hastalığın başlamasında önemli bir etken olduğu bilinmektedir.

Hastalığın gelişimi nasıldır?

Hastalığın oluşumunda, Tip 1 ve Tip 2 olarak adlandırılan iki gen etkindir. Tip 1 geni hastalığa yatkınlık oluşturur, Tip 2 ise hastalığın tipini belirler. Bu iki genin birlikte yaptığı etkiyle sistemik lupus erythematosus başlar. Dolaşım sisteminde antijen antikor kompleklerinin artması veya eritrosit, lökosit ve trombositlere özgün antikorların artışına bağlı olarak immun sistemde şekillenen bozulmalar nedeniyle bağışıklıkla ilgili yanıtların oluşumunda aksamalar şekillenir. Bu nedenle bağışıklık sistemi gerekli olan düzende çalışamaz ve bir çok farklı otoantikor üretimine neden olur. Bunun sonucunda vücutta pek çok sistem olumsuz etkilenir.

Hastalığın belirtileri nelerdir?

Hastalığın klinik olarak görülebilecek ilk bulguları, halsizlik, iştahsızlık ve zayıflama gibi diğer immun sistem hastalıklarında görülebilecek genel belirtilerdir. Ancak hastalığın spesifik belirtileri vücudun etkilenen sistemlerine bağlı olarak farklılıklar gösterebilir. Hastalığın seyri sırasında zaman zaman iniş çıkışlar gösteren değişken bir ateş sürekli olarak tespit edilebilir belirtilerden biridir.

İskelet ve kas sisteminin etkilendiği durumlarda görülebilecek karakteristik bulgu yürüme bozuklukları ve topallamadır. Adımlar isteksizce, sert ve kısadır. Eklemlerde şekillenen yangıya bağlı olarak zamanla bu belirtiler daha da artabilir. Eklem bölgesindeki bu yangı (polyarthritis) genellikle noneroziv (dokularda yıkımlanmaya neden olmayan) karekterdedir.

Deri lezyonları çoğunlukla ağız boşluğu, yüz bölgesi, kulak ile ayaklarda şekillenir ve dermatitis formundadır. Oluşan lezyonların simetrik oluşu dikkat çekici bir belirtidir. Oluşan lezyonlar başlangıçta hafif ülserler şeklindedir. Zamanla kabuklanma ve sızıntıların görülmesiyle birlikte tüy dökülmeleri de şekillenebilir. Derideki bu belirtiler bakteriyel bir deri enfeksiyonu şeklinde gelişir ancak hemen hemen her zaman antibiyotik tedavisine olumsuz cevap verir.

Hastalık genellikle otoimmun hemolitik aneminin gelişmesine neden olur. Sıklıkla görülen bu durumda burun kanaması, mukozalarda solgunluk, deride, ağız içi ve diş etlerinde nokta şeklinde kanama odakları şekillenebilir. Zamanla sarılık da şekillenebilmektedir.

Böbreklerin etkilendiği durumlarda klinik olarak görülebilen belirgin bulgu kanlı bir idrarın varlığıdır. Çoğunlukla glomerulonefritis şekillenmektedir.

Hastalığın yaygın olmayan ancak spesifik belirtileri ise pleuritis (gögüs boşluğunu ve akciğerleri örten zarın yangısı), merkezi ve çevre sinirlerde hasar veya yangı, kalp kası ve kalp zarında yangı ile birlikte vücudun tüm kaslarında yangı ve güçsüzlüktür.

Sonuç

Hastalık vücutta bir çok sistemi etkilediğinden klinik belirtiler oldukça değişken ve çeşitli olabilir. Bu nedenle teşhisi oldukça güçtür. Hastalığın teşhisi için özel testlerden faydalanılmalıdır.

Tedavisi medikal olarak yapılabilir. Erken dönemlerde tespit edilmesi hastalığın gelişiminde olumlu sonuç alınması yönünden faydalıdır. Tespit edildiği andan itibaren hastalar herhangi bir bakteriyel enfeksiyondan korunmalıdır.

Özellikle böbreklerin etkilenmiş olduğu ilerlemiş vakalarda üremi şekillenmesine bağlı olarak ölümler görülebilir.