Heartworm (Kalp Kurdu)
Hastalığın etkeni nedir ?
Hastalığa neden olan parazit Dirofilaria immitis?dir. Parazitin larva formu kanda, ergin formu ise kalp?de yaşar.
Hastalık nasıl bulaşır ?
Etken sivrisinekler tarafından taşınır. Ülkemizde pek sık görülen bir hastalık değildir. Bizim için önemi yurtdışından gelen (Amerika, Avustralya, Güney Avrupa gibi) köpekler veya kedilerle ülkemize taşınmasıdır.
Hastalığın belirtileri nelerdir ?
Kalp kurdu oldukça tehlikeli bir hastalık olduğu halde hafif enfekte olmuş köpekler hiçbir zaman semptom göstermeyebilir.
Parazitin uzun yaşam döngüsünden dolayı klinik semptomlar enfeksiyonu takip eden ilk yılın içinde ender olarak ortaya çıkar. Genelde semptomların ortaya çıkması yıllar sürer.
Bu semptomlar,
Kuru öksürük,
Patalojik uyku hali ve çabuk yorulma,
Ani hareket veya heyecandan kaynaklanan bayılma,
Kilo kaybı ve ince kas yapısı (cardiac cachexia),
İştahsızlık,
Depresyon,
Zayıflık
Anemi
Taşikardi,
Sarılık (Icterus),
Nasıl önlem alabiliriz ?
Hastalık ülkemizde çok yaygın olarak görülmemektedir. Şüpheli durumdaki hastalarda bu hastalık için geliştirilen testler kullanılarak kontrol yapılabilir.
Ayrıca yurt dışından gelen köpeklerin her ihtimale karşı şu anda ülkemizde de var olan testlerle kontroldan geçirilmesi gerekir.
Myocarditis (Kalp Kası Yangısı)
Hastalığın nedeni nedir?
Kalp kasının akut yangısı olan myokarditis köpeklerde bakteriyel, viral, paraziter ve toksik nedenlere bağlı olarak şekillenebilir.
Özellikle köpeklerde yaygın olarak gençlik hastalığına ve Dirofilaria Immitis adlı parazitin neden olduğu Heartworm disease hastalığına bağlı olarak görülebilmektedir.
Genel olarak kalp kasında şekillenen yangı burada bir hasara neden olur. Ancak bu hasarın ve yangının tam olarak ayırımının yapılması güçtür.
Hastalıkta karekteristik olan bulgu kalp kasında şekillenen hasara bağlı olarak kalbin kontraksiyon gücünün zayıflamasıdır.
Hastalığın gelişimi nasıldır?
Akut myokarditis çoğunlukla septisemi ve piyemilere bağlı olarak şekillenebilen bir durumdur. Ani başlayan ve hızla gelişen bir kalp fonksiyon bozukluğu söz konusudur. Hastalığın sonucu genellikle üzücüdür.
Kronik seyreden myokarditis olaylarında kalp kasında şekillenen dejeneratif bozukluklar nedeniyle gelişen fonksiyonel aksamalar yaşamsal tehlike yaratabilir. Ancak ileri düzeyde olmadığı durumlarda uygulanan medikal tedaviler ile hayatını kontrol altında devam ettirebilir.
Hastalığın belirtileri nelerdir?
Kalbin kontraksiyon gücü zayıflamış olduğundan, nabız hızlıdır. Ancak güçsüz bir nabız söz konusudur.
Kalp seslerinin dinlenmesi hastalığın tanısına yardımcı olabilir. Özellikle kalbin hızlı, gürültülü çalıştığı ve ekstra kalp atımlarının olduğu tespit edilebilecek önemli klinik belirtilerdir.
Genel olarak halsizlik, sendeleyerek yürüme ve solunum güçlüğü de görülebilir.
Vücutta dolaşım bozukluğuna bağlı olarak ödemler şekillenebilir.
Sonuç
Ani şekillenen akut myocartitis vakalarında tüm klinik belirtiler birden bire başlar ve kısa sürede ölüm ile sonuçlanabilir.
Myocarditis gelişimi daha ağır bir seyir izlemiş ve belirtiler yavaş yavaş görülmüş ise uygulanabilecek tedavi ve önlemler ile başarılı sonuçlar alınabilir. Ancak her zaman risk taşıdığını unutmamak gereklidir.
Von Willebrand’s Disease
Hastalığın etkeni nedir?
Köpeklere özgü kalıtsal bir kan hastalığı olan Von Willebrands’ın oluşumunda, pıhtılaşma faktörü ( faktör VIII ) eksikliği ve kan pulcuklarının yapışma özelliğinin azalması etkendir.
Bazen birden fazla faktörün eksikliğine bağlı olarakta şekillendiği görülmüştür. Hastalığın kalıtsal olarak şekillenmesi, otozomal resesif genlerin biraraya gelmesiyle ilgilidir. Ayrıca edinsel nedenlere bağlı olarakta şekillenebilen hastalığın oluşumu hypotroidizm ile ilgilidir.
Hastalığa yatkın ırklar hangileridir?
Hastalığa kalıtsal olarak yatkınlık gösteren ırkların başında Doberman Pincher ve Golden Retriever ırkı yer alır. Ayrıca German Sheperd Dog, Shetland Sheepdog, Standart Poodles, Scottis Terrier, Airdale terrier, Basset hound, Dachshund, Keeshound, Corgie, Rotweiler, Schnauzer, German Shorthaired Pointers ve Chesapeake Bay Retriever ırklarında da hastalık sık görülmektedir.
Hastalığın gelişimi nasıldır?
Oldukça kompleks bir mekanizma olan pıhtılaşma mekanizmasında temel işlev gören trombositler yanında pıhtılaşma faktörleride rol alır. Kimyasal bir etki zinciri olarak gelişen bu mekanizmada tromboplastin’in etkisiyle protrombin trombine dönüşür. Trombin ise fibrinojeni fibrine dönüştürür. Böylece kan pıhtılaşmış olur. Bu mekanizmada görev alan faktör VIII fibrinojenin fibrine çevirilmesinden yani erimeyen fibrin pıhtısının oluşumundan sorumludur. Bu faktörün eksikliği halinde pıhtılaşma şekillenmez ve kanama oluşur. Hastalık hemofili hastalığına benzer bir seyir gösterir.
Hastalık 3 formda görülür. Bunlar Tip 1, Tip 2 ve Tip 3 olarak adlandırılır. Bu formlar hastalığın şiddeti ile ilgili olarak yapılan derecelendirmedir. Hastalığın şekillenmesinde önemli bir faktör olan VWF glikoprotein yapısında otozomal bir gendir ve trombositlerin yapışmasından sorumludur. Sentezinde şekillenen bir aksamaya bağlı olarak çeşitli derecelerde hastalığa neden olur. Eğer VWF seviyesinde az miktar düşüklük varsa Tip 1, orta derecede düşüklük varsa Tip 2, şiddetli bir düşüklük veya tam bir eksiklik varsa Tip 3 formu şekillenir. Bu form yani hastalığın en şiddetli olduğu form özellikle Scottis Terrier, Chesapeake Bay Retriever ırkı için spesifiktir. Bu ırklarda pıhtılaşma süresi yaklaşık 15 dakikayı bulmaktadır. Ayrıca Sheltie ırkında da hastalığın şiddetli formu görülür. Ancak bu ırkta pıhtılaşma süresi biraz daha kısadır.
Hastalığın sık görüldüğü bu ırklarda özellikle ilaç kullanımında dikkatli davranılmalıdır. Trombosit fonksiyonunda azalmaya neden olan aspirin, antihistaminik, anestezik, sulfamisin ve penisilin türevi gibi ilaçların kullanımının kontrollü yapılması faydalıdır.
Hastalığın belirtileri nelerdir?
Hastalığın karakteristik belirtisi durmayan kanamalardır. Özellikle yaralanmalar veya operasyonlar sonrasında görülür. Oluşan yara veya ensizyon hattında kan, pıhtılaşması gereken zamanda pıhtılaşmaz ve yaygın kanamalar şekillenir.
Hasta köpeklerde burun kanamaları, diş eti ve diğer mukozalarda kanamalar ve deri altı hemorajiler sık görülen belirtilerdir. Ayrıca mide ve bağırsak kanamaları, buna bağlı olarak katran rengi bir dışkı ve kanlı idrar da görülebilir. Yine vajina ve peniste de kanama şekillenebileceği gibi doğum sonrası kesilmeyen kanamalara da neden olabilir.
Von Willebrand’s hastalığına bağlı olarak eklemlerde arthritisdeki semptomlara benzer kanamalar da şekillenebilir. Buna bağlı olarak topallama, eklemlerde şişme ve lokal ağrı gibi klinik bulgular tespit edilebilir.
Hastalığa yakalanmış köpeklerde hypothyroidizm de tespit edilen klinik bulgulardan biridir.
Hastalığın kesin teşhisi için kanda faktörVIII seviye kontrol testi yapılmalıdır. Trombosit miktarı, kan hücre sayımı ve pıhtılaşma süresinin ölçümü de faydalıdır. Ancak ilaç kullanımı, kanser gibi pek çok nedenle pıhtılaşma gecikebileceğinden tek başına pıhtılaşma süresi ölçümü ile teşhis yanıltıcı olabilir.
Sonuç
Köpeklerde, normal şartlarda sağlıklı bir kan 1,5-2,6 dakikada pıhtılaşır. Bu sürenin uzaması özellikle operatif müdahaleler sırasında hayati tehlike yaratabilecek boyutlarda olabilir. Hastalığın kesin bir tedavisi yoktur. Bu nedenle hastalığa yatkınlığı bilinen ırklarda operasyon öncesi pıhtılaşma testlerinin yapılması ve gerektiği durumlarda transfüzyon yapabilmek için yedek kan bulundurulması faydalıdır.
Endokardiosis
Kronik dejeneratif valvüler hastalık olarak da bilinen Endokardiosis, atrium (kulakçık) ve ventrikül(karıncık) arasındaki kapak segmentlerinin serbest uçlarının kronik, nodüler, fibröz kalınlaşması sonucunda kapakların tam işlevsel olarak kapanamaması durumudur.
Hastalığın nedeni
Valvüler kapakların tam kapanmaması, ventriküler sistol sırasında kanın ventriküllerden atriumlara geri kaçmasına neden olur. Hastalığın kesin nedeni bilinmemekle birlikte, doğmasal olduğu düşünülmektedir. Kapaklarda şekillenen lezyonlar yangısal olmaktan çok dejeneratif karakterdedir ve birincil olarak en fazla mitral kapağı etkiler. Vakaların çoğunda etkilenen kapakçık sadece mitral kapaktır, 1/3’ünde ise mitral ve triküspidal kapaklar birlikte etkilenir. Sadece triküspidal kapağı veya aortik ve pulmoner kapakçıkları etkileyen hastalık nadir görülür.
Hangi ırklarda görülür
Hastalık özellikle Cavalier King Charles Spaniel ırkı köpeklerde yaygın görülür. Bu ırk köpeklerin belirgin bir bölümünde 5 veya daha erken yaşlarda kalpte üfürümler gelişir. Ayrıca hastalığın Chihuahua, Miniature Poodle, Miniature Pinscher, Whippet gibi küçük ırklarda, erkek köpeklerde ve ileri yaşlarda görülme oranı yüksektir.
Hastalığın Gelişimi
Kapakçıklarda oluşan patolojik değişimler yaşla birlikte kademeli olarak gelişir. Erken dönemde kapakçıkların serbest uçlarında küçük nodüller şeklinde ortaya çıkar, giderek büyür, kapakta bozukluklara yol açan pıhtılaşmış plaklar haline gelir. Etkilenen kapakçık kalınlaşır, zamanla kademeli olarak tam kapanamadığı için sızdırmalar başlar. Korda tendinealar da etkilenerek kalınlaşır ve işlevsel olarak zayıflar. Lezyonlar ilerlerken, kapakçık yetmezliği de klinik olarak belirginleşmeye başlar.
Mitral kapak (sol taraftaki kapak) problemlerinde sistol (kalbin kasılması) sırasında kanın sol atriuma geri kaçması, sol atriumun genişlemesine neden olur. Bu genişleme ise mitral kapak yaprakçıklarının yerinden oynamasına ve atrioventriküler annulusun (atrioventriküler orifisyum çevresinde purkinje hücrelerinden oluşan halka şeklinde yapı) genişlemesine yol açarak kanın geri kaçışını daha da şiddetlendirir. Sol atriumda basınç artışına bağlı olarak pulmoner venöz hipertansiyon gelişir ve akciğer ödemi ile sonuçlanır. Mitral kapak probleminin klinik belirtileri sol kalp yetmezliğinin bulguları ile aynıdır. Her iki atrioventriküler kapağın etkilendiği durumlar ise sağ ve sol kalp yetmezliği bulguları ile kendini gösterir. Ayrıca Korda tendineaların yırtılması ise bazen akut gelişen, ölümcül kalp yetmezliği ile sonuçlanabilir.
Hastalığın Belirtileri
Endokardiosisin ilk bulgusu, genellikle etkilenen atrioventriküler kapağın üzerinde bir noktadan alınan sistolik üfürümdür. İlerlemiş olgularda üfürüm göğüs boşluğunda yukarı ve baş yönüne doğru dağılabilir. Ancak üfürümün şiddeti her zaman klinik bulguların şiddeti ve kanın geri kaçışının derecesi ile ilişkili değildir. İleri derecede mitral kapağa bağlı kanın geri kaçışı sırasında da bazen sistolik ses alınabilir. Endocardiosisin tanımlayıcı bulguları radyografi, elektrocardiografi ve ekokardiografi ile tam olarak tespit edilebilir.
Radyografi bulguları mitral yetersizliğin şiddeti ve atriumlara geri kaçan kan hacmi ile ilişkilidir. Büyüyen ilk bölüm, sol atriumdur. Sol atriumun büyümesi ile akciğerin sol bronşial gövdesi basınç altında kalır. Sol ventriküler ve bazı vakalarda çift taraflı ventriküler büyüme de gözlenebilir. Sol atrium ve sol ventrikülde hacim yükü artışına bağlı olarak pulmoner venöz genişleme meydana gelir ve ardından pulmoner ödem oluşur. Pulmoner ödem başlangıçta belirli bir bölgede sınırlı olabilir. İlerlemiş, şiddetli vakalarda yaygınlaşarak interstisiyel ve alveoler bölgeleri etkileyebilir. Sağ ventriküler yetmezlik ise hepatomegali (karaciğerin büyümesi), caudal (arka) vena cavanın genişlemesi, ascites (karın boşluğunda sıvı birikmesi) ve pleural efüzyon (göğüs zarında sızıntı) ile karakterizedir.
Elektrokardiografi (ECG) normal olabilir.Veya sol atrial veya sol ventriküler genişlemeye ait bulgular içerebilir. Ayrıca her iki ventrikülde de genişmeye dair bulgular içerebilir. Ana elektriksel aksis(eksen) genellikle normaldir. Şiddetli atrial genişlemelerde örneğin premature atrial kompleksler veya atrial fibrilasyona bağlı olarak vetrikül üzerinde aritmi gözlenebilir.
Ekokardiografi, sol atrial ve sol ventriküler genişlemenin yanı sıra, atrioventriküler kapağın kalınlaşmasını ve fonksiyon bozukluğunu belirlemede de yararlıdır. Yapılan ekokardiografik çalışmalar göstermiştir ki, mitral regurgitasyonun (kanın geri akışı) erken devrelerinde kasılma ya normaldir veya kompanze mekanizmaları sayesinde artışı söz konusu olabilir. Ekokardiografi aynı zamanda, korda tendineaların kalınlaşması ve mitral kapağın sol atriuma doğru prolobe oluşunu da gösterir. King Charles Cavalier’lerde mitral kapak prolapsusu 1- 2 yaş gibi erken dönemlerde ortaya çıkar. Bu durum endokardiosis ve mitral regurgitasyona predispozisyon oluşturur. Doppler ultrason çalışmaları diastolik mitral içerik akış hızında artış olduğunu gösterir. Korda tendineaların yırtılması mitral kapağın boşta kalarak titremesine neden olur.
Hastalığın Tanısı
Hastalığın tanısı klinik, radyografi ve ekokardiografi bulgularına göre konur. Hastalığın kesin teşhisi için, atrioventriküler kapak yetmezliklerinin diğer nedenleri olan dilate kardiomyopati, doğmasal kalp hastalıkları, bakteriyel endokarditis, korda tendineaların yırtılması, atrial ve ventriküler disritmiler yönünden incelenmesi gerekir. Ayrıca kalp üfürümlerine neden olan diğer doğmasal ve edinsel hastalıklar, kronik pulmoner hastalıklar ve bronşitis, bronkopneumoni, akciğerlerde yabancı cisim, neoplazi, Filaroides osleri enfeksiyonu, eosinofilik pneumoni, trachea kollapsı, dirofilariasis ve sistemik mikosis gibi kronik öksürüğe neden olan diğer hastalıklar yönünden dikkatli bir kontrolden geçirilmesi gerekir.
Pulmoner kalp hastalığında akciğerler veya pulmoner dolaşımdan kaynaklanan bozukluklar sonucunda, sağ ventriküler hipertrofi ve sağ konjestif kalp yetmezliği bulguları gözlenir. Bu durum ayırıcı tanıda dikkat edilmesi gereken konulardan biridir.