Systemic Lupus Erythematosus
Hastalığın nedeni nedir?
İskelet sistemi, deri, böbrekler, sinir sistemi başta olmak üzere bir çok sistemi etkileyen bir immun sistem hastalığıdır.
Hastalığın nedeni tam olarak belirlenememiş olmasına karşın, genetik faktörler, immun sistem bozuklukları, ilaçlar gibi bazı faktörlere bağlı olarak şekillendiği görüşü hakimdir. Hastalığın oluşumunda viral etkenlerin de rol oynadığı ve hastalığın başlamasında önemli bir etken olduğu bilinmektedir.
Hastalığın gelişimi nasıldır?
Hastalığın oluşumunda, Tip 1 ve Tip 2 olarak adlandırılan iki gen etkindir. Tip 1 geni hastalığa yatkınlık oluşturur, Tip 2 ise hastalığın tipini belirler. Bu iki genin birlikte yaptığı etkiyle sistemik lupus erythematosus başlar. Dolaşım sisteminde antijen antikor kompleklerinin artması veya eritrosit, lökosit ve trombositlere özgün antikorların artışına bağlı olarak immun sistemde şekillenen bozulmalara bağlı olarak bağışıklıkla ilgili yanıtların oluşumunda aksamalar şekillenir. Bu nedenle bağışıklık sistemi gerekli olan düzende çalışamaz ve bir çok farklı otoantikor üretimine neden olur. Bunun sonucunda vücutta pek çok sistem olumsuz etkilenir.
Hastalığın belirtileri nelerdir?
Hastalığın klinik olarak görülebilecek ilk bulguları, halsizlik, iştahsızlık, zayıflama gibi diğer immun sistem hastalıklarında görülebilecek genel belirtilerdir. Ancak hastalığın spesifik belirtileri vücudun etkilenen sistemlerine bağlı olarak farklılıklar gösterebilir. Hastalığın seyri sırasında zaman zaman iniş çıkışlar gösteren değişken bir ateş sürekli olarak tespit edilebilir belirtilerden biridir.
İskelet ve kas sisteminin etkilendiği durumlarda görülebilecek karakteristik bulgu yürüme bozuklukları ve topallamadır. Eklemlerde şekillenen yangıya (polyarthritis) bağlı olarak zamanla bu belirtiler daha da artabilir.
Deri lezyonları çoğunlukla yüz bölgesi, kulak, ayaklarda şekillenir ve dermatitis formundadır. Oluşan lezyonların simetrik oluşu dikkat çekici bir belirtidir. Kedilerde özellikle ağız içinde ülserler ve konjunktivitis şekillenmektedir.
Derideki bu lezyonlar bakteriyel bir deri enfeksiyon şeklinde gelişir ancak genellikle antibiyotik tedavisine olumsuz cevap verir.
Hastalık genellikle otoimmun hemolitik aneminin gelişmesine neden olur. Sıklıkla görülen bu durumda mukozalarda solgunluk, deride, ağız içi ve diş etlerinde nokta şeklinde kanama odakları şekillenebilir. Zamanla sarılık da şekillenebilmektedir.
Böbreklerin etkilendiği durumlarda klinik olarak görülebilen belirgin bulgu kanlı bir idrarın varlığıdır. Çoğunlukla glomerulonefritis şekillenmektedir.
Hastalığın yaygın olmayan ancak spesifik belirtileri ise pleuritis (gögüs boşluğunu ve akciğerleri örten zarın yangısı), merkezi ve çevre sinirlerde hasar veya yangı, kalp kası ve kalp zarında yangı ve vücudun tüm kaslarında yangı ve güçsüzlüktür.
Sonuç
Hastalık vücutta bir çok sistemi etkilediğinden klinik belirtiler oldukça değişken ve çeşitli olabilir. Bu nedenle teşhisi oldukça güçtür. Hastalığın teşhisi için özel testlerden faydalanılmalıdır.
Kedilerde tedavisi çoğu zaman başarısız olan bir hastalıktır. Özellikle böbreklerin etkilenmiş olduğu ilerlemiş vakalarda böbrek yetmezliği ve üremi şekillenmesine bağlı olarak ölüm şekillenmektedir.
Erken dönemlerde tespit edilmesi hastalığın gelişiminde olumlu sonuç alınması yönünden faydalıdır. Tespit edildiği andan itibaren hastalar herhangi bir bakteriyel enfeksiyondan korunmalıdır.